1 hafta önce | Okunma Sayısı : 93
Akalın, seçimden önce hiçbir suçlama yöneltilmeyen belediye başkan yardımcıları ve meclis üyelerinin birdenbire "terörist" ilan edilmesinin hukukun siyasallaştırıldığının açık bir göstergesi olduğunu belirtti. "Bir adayın seçim öncesinde terörle iltisakının olmadığı söyleniyorsa, bu tür iddiaların seçim sonrası birdenbire gündeme gelmesi kamuoyunda ciddi bir güven sorunu yaratır," diyen Akalın, seçim sürecinde bu tür iddiaların en başından yargıya taşınması gerektiğini ifade etti.
Son dönemde muhalefete yönelik baskıların arttığını belirten Akalın, “Esenyurt Belediye Başkanının gözaltına alınması ve bir siyasi parti genel başkanının tutuklanmasının bu sürecin bir parçası olduğunu dile getirdi. "Siyasetçilerin, fikirleri ve muhalif duruşları nedeniyle hapse atılması, Türkiye’yi demokrasiyle yönetilen bir ülke olmaktan hızla uzaklaştırmaktadır" dedi.
Kayyım uygulamalarına da değinen Akalın, "yıllardır sürdürülen kayyım rejimi, bugün İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerde de muhalefet üzerinde bir baskı unsuru haline gelmiştir. Seçimle gelenin seçimle gitmesi ilkesine aykırı bu uygulama, halkın sandıkta verdiği yetkinin gasp edilmesidir" ifadelerini kullandı.
İktidarın yargıyı kullanarak siyasi rakiplerini baskı altına almaya çalıştığını belirten Akalın, "Türkiye, hukuksuz operasyonlarla, yargının sopa olarak kullanılmasıyla yönetilecek bir ülke değildir! Halk iradesi yargı kararıyla bastırılamaz!" diyerek tepki gösterdi.
İYİ Parti olarak hukuksuzluklara karşı mücadeleye devam edeceklerini vurgulayan Akalın, "Türkiye, bir şahsın ya da grubun vesayetinde değil, halkın iradesiyle yönetilecektir" diyerek, konuşmasını sonlandırdı.