20 saat önce | Okunma Sayısı : 59
Balkanlı, iktidarın ekonomi politikalarını eleştirerek, şunları kaydetti: “22 yıldır ülkeyi yöneten ve halkı yoksullaştıran, toplumumuzu birbirine düşüren AKP iktidarı, ekonomi politikalarında yaptığı ısrarlı hatalarla Türkiye’yi ağır bir yoksulluk ve üretimsizlik girdabına sokmuştur. Uyguladığı yanlış politikalar nedeniyle bugün milyonlarca vatandaşımızı geçim derdine düşürmüş, üreticilerimizi toprağından koparmış, emekçilerimizi ise alın terinin karşılığını alamaz hale getirmiştir. Gençlerimiz hayal bile kuramaz hale gelmiştir. Kadınlarımız, anneler, babalar ne yapacağını bilemez durumdadır.
İşçiye, memura, emekliye enflasyon oranında dahi zam yapılmamış, halk göz göre göre yoksullaştırılmıştır. Asgari ücret yılın başında açlık sınırının altına düşmüş, emekliler ise ay sonunu getiremez hale gelmiştir. AKP, her fırsatta yoksulun yanında olduğunu iddia ederken, uyguladığı politikalarla zengini daha zengin etmiş, halkın sofrasındaki ekmeği küçültmüştür. Üstelik tarım ve hayvancılığa gerekli destek verilmemiş, bilinçli bir şekilde üretimden uzaklaşılarak ithalata bağımlı bir yapı kurulmuştur. Çiftçimiz yüksek girdi maliyetleri altında ezilmiş, hayvancılık yapan üreticimiz hayvancılık yapmayı bırakmıştır. Et ve süt fiyatları almış başını gitmiş, vatandaş için temel gıda maddeleri dahi lüks hale gelmiştir. Bugün Türkiye, kendi kendine yeten bir ülkeyken, kendi kendini bitirerek ithalata mahkûm edilmişse, bunun tek sorumlusu AKP’nin üretimi bitiren bilinçli ve ranta dayalı politikalarıdır. Tüm bu çöküşün üstüne, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası geçtiğimiz günlerde politika faizini 350 baz puan artırarak %50’ye çıkarmıştır. Bu, yıllarca “düşük faizle enflasyon düşer” tezini savunan AKP iktidarının kendi söylemleriyle çeliştiğinin, ekonomik gerçeklerden ne kadar uzaklaştığının açık kanıtıdır. “Nas ne diyorsa o” diyerek yıllarca faiz indirimiyle inatlaşanlar, bugün yüksek faiz politikasına geri dönmüş; ancak geçmişin hatalarının bedelini yine halkımıza ödetmiştir. Küçük esnaf, üretici ve vatandaş bugün hem krediye ulaşamamakta hem de ağır faiz yüküyle baş başa kalmaktadır. Halkımızın dayanacak gücü kalmamıştır. Vatandaşlarımız huzursuz ve mutsuzdur. Bu durum sosyal yaşama olumsuz etki yapmaktadır. Aile hayatımız, geleneklerimiz, değerlerimiz tamamen bozulmaktadır. Durum vahim boyutlardadır. Kur korumalı mevduat sistemiyle bir avuç zengin mevduat sahibine servet aktaran bu iktidar, Merkez Bankası’nın kasasını boşaltmış, döviz rezervlerini eritmiştir. Son üç haftada yalnızca dövizi baskılamak için 43 milyar dolar harcanmış; bu da yaklaşık 1.6 trilyon liralık kamu kaynağının heba olması anlamına gelmektedir. Merkez Bankası 2023’te 818 milyar TL, 2024’te ise 700 milyar TL zarar açıklamıştır. Bu zararların büyük kısmı, bilim dışı ekonomi politikalarının ve kur korumalı mevduat gibi halkın sırtına yük bindiren uygulamaların sonucudur. AKP’nin ekonomik yönetimi iflas etmiştir. Bugün ülkemizde fiyat istikrarı sağlanamamış, güven kalmamıştır. Merkez Bankası’nın bağımsızlığı zedelenmiş, ekonomi siyasi müdahalelerle yönetilir hale gelmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) olarak biz, alın teriyle yaşayan her yurttaşın hakkını savunmaya devam edeceğiz. Üretimi teşvik eden, emeği koruyan, bilime dayalı bir ekonomi yönetimini bu ülkeye geri getireceğiz. Tarımı ve hayvancılığı yeniden ayağa kaldıracak, emekliyi, işçiyi enflasyona ezdirmeyeceğiz. Halkın vergisini yandaşa değil, halka harcayacağız. Çünkü biz, halk için varız. Çünkü biz, bu ülkenin kaynaklarını 85 milyonun refahı için kullanacağız.”