4 gün önce | Okunma Sayısı : 103
Her zamanki gibi sürdürülen beslenme düzeninin 2050 yılına kadar sera gazı emisyonlarını ikiye katlayabileceği ancak bitki bazlı diyetlerin artan tüketiminin sera gazı emisyonlarını %80’e kadar azaltabileceği gösterilmiştir.
EAT- LANCET komisyonu 2050 yılına kadar diyetleri dönüştürmek için kırmızı et ve nişastalı sebzeler gibi besinlerin tüketiminin yarıya indirilmesi ve kuru baklagiller, tam tahıllar ve sert kabuklu yemişlerin tüketiminin iki katına çıkarılması gibi küresel olarak önemli beslenme değişikliklerinin gerekli olacağı sonucuna varmıştır.
Sürdürülebilir diyet tanımı ve bileşenleri dikkate alındığında Akdeniz diyeti, çift piramit beslenme modeli, hipertansiyonu durdurmak için diyet yaklaşımları (DASH), yeni Nordik diyeti, vejetaryen ve vegan diyet modeli, fleksitaryen diyet, sürdürülebilir diyet örneklerini oluşturmaktadırlar.
Akdeniz Diyeti, meyve ve sebzeler (mevsimsel), baklagiller, tam tahıllar ve kuruyemişler açısından zengin, ana yağ kaynağının zeytinyağı olduğu, beyaz veya yağsız etlerin kırmızı veya işlenmiş etlere göre daha fazla tüketildiği, süt ürünlerinin, balık ve yumurtanın ise orta düzeyde tüketildiği bir diyettir.
Gezegen Sağlığı Diyeti ise; günlük yaklaşık 2.500 kcal enerji alımını içeren ve öncelikle meyve-sebze, tam tahıllar, baklagiller, kuruyemişler ve doymamış yağların yüksek oranda tüketilmesine; süt ürünlerinin, nişastalı sebzelerin, kümes hayvanlarının ve balıkların orta düzeyde tüketilmesine; doymuş yağların, kırmızı etin ve ilave şekerlerin düşük oranda tüketilmesine odaklanan bir beslenme programıdır.
Beslenme davranışlarımızı Akdeniz Diyeti ve Gezegen Sağlığı gibi sürdürülebilir sağlıklı diyetlere dönüştürmek çevrenin korunması bilinci ile hem günümüz hem de gelecek nesillerin iyiliğini sağlamak açısından önemlidir.
Sağlıklı Günler Dilerim