Psikoterapi, ruh sağlığı uzmanları tarafından uygulanan duygu, düşünce ve davranışlar üzerinde sorunların çözümünü hedefleyen bir tedavi şeklidir. Psikoterapiye dair birçok yanlış inanış bulunmaktadır. Çoğu zaman sohbet olarak algılanmaktadır. Birçok kişi arkadaşıyla yaptığı sohbetin psikoterapiye eş olacağını düşündüğünden psikolojik destek almaktan kaçınmaktadır. Ancak psikoterapi, birçok bilimsel paradigmayı içerisinde barındıran, sistematik olarak ilerleyen, kişiye ve probleme özgü tasarlanan bir yaklaşımdır. Tüm bu nitelikleriyle arkadaşla yapılan sohbetten ayrışmaktadır. Her birey paylaşmaya, anlatmaya ihtiyaç duymaktadır. Bu insan olmanın getirisidir. Bu nedenle arkadaşlarımızla paylaşıyor olmak da bizim için elbette iyileştirici bir unsurdur. Çünkü yalnızlık ruh sağlığının en büyük düşmanlarıdır. Ancak arkadaşlarımız kimi zaman objektif olamayabilmekte, bizi uzun süreli dikkat vererek dinleyememekte, sorunlarımızın çözümüne çözüm bulamamaktadır. Burada ise devreye psikoterapi süreci girmektedir.
Psikoterapi, çoğu zaman kişisel gelişim, koçluk, danışmanlık gibi alanlarla karışmaktadır. Psikoterapi, ruh sağlığı profesyonellerinden başka kimsenin uygulama yetkinliğine sahip olmadığı bir alan olduğundan tüm bu alanlardan ayrılmaktadır. Psikoterapi uygulayabilmek için psikiyatrist veya klinik psikolog olmak gerekmektedir. Bunun üzerine çeşitli eğitimlerini tamamlamış olmak, süpervisyon sürecini tamamlamış olmak psikoterapi yapabilme yetkinliğini destek aldığınız uzmana kazandırmaktadır.
Bireylere, çiftlere ve gruplara uygulanan psikoterapide kişiye doğrudan yönlendirme yapılmamaktadır. Yalnızca çocukla çalışırken ebeveynlere yönlendirme yapılmaktadır. Onun haricinde psikoterapi türlerinin hiçbirinde doğrudan müdahale söz konusu değildir. Birçok kişi psikolog desteği almaya karar verdiğinde sorunları için destek aldığı kişinin yönlendirme yapacağını, onun yerine karar vereceğini düşünmektedir. Bu düşüncelerle psikologa/psikiyatriste başvuran kişiler ise yönlendirme olmayacağını duyduklarında hayal kırıklığına uğramaktadırlar. Ruh sağlığı uzmanını yol arkadaşınız gibi düşünebilirsiniz. Birlikte yola çıktığınızı, karanlık yollarda size fener tutan ve önünüzü görmenize yalnızca bir ışık sayesinde yardımcı olan bir yol arkadaşı gibi düşünmek psikoterapi sürecini en iyi şekilde tanımlayacaktır. Doğrudan size empoze edilen fikirler yerine sizin doğruyu, yanlışı kendinizin görmesini sağlayan bir süreç içerisinde olacaksınızdır.
Psikoterapide amaç, kişiyi rahatlatmak, mutlu hissettirmek, hafifletmek, pozitif hale getirmek değildir. Psikoterapi, bu nokta da kişisel gelişim alanlarından ayrılmaktadır. Psikoterapide ve sonrasında kendinizi üzgün, huzursuz hissedebilirsiniz. Ancak sorunun çözümü bu hislerde de olabilmektedir. Gerçekliği hissetmek, gerçeğin içinde olmak en büyük iyileştirici faktördür. Bu hisleri seans anında ruh sağlığı uzmanıyla birlikte de hissedebilir ve yaşayabilirsiniz. Ortak bir paylaşım söz konusu olabilir.
Ruh sağlığı konusunda destek almak, eskiden olduğu gibi tabu olmaktan çıkmıştır. Birçok kişi psikoterapiye başvurmaktan çekinmemektedir. Ancak hala daha psikoterapiye başvururken utanan, yanlış olduğunu düşünen, toplum tarafından dışlanacağını varsayan birçok kişi bulunmaktadır. Psikoterapi, kişinin üstesinden gelemediği sorunlarını uzman kişiyle birlikte çözmesi için çıktığı yoldur. Grip olan kişinin doktordan destek alıp ilaç kullanmasu ne kadar normal bir konuysa ruh sağlığından endişelenen kişinin de psikologtan destek alıp psikoterapiye başlaması o kadar normaldir.
Buse Başköylü
Klinik Psikolog
